
Partnerimizi nasıl seçiyoruz? Çocukken yaşadığımız duygusal deneyimler partner seçimimizde önemli bir etkiye sahiptir. Ne derece doğru olup olmadığı tartışılır elbette. Ancak baba sevgisinden yoksun büyüyen kadınların kendilerinden çok büyük erkeklerle evlenmelerinin altında yatan temel neden budur.
Evlilik kararı alırken nelere dikkat edilmeli sorusunun yanıtlarını verirken bu konuya detaylı şekilde değindik. Her insanın partner seçimi önemlidir. Aklı beş karış havada olmayan kişileri hariç tutacak olursak hiç kimse bir ilişkiye bitirmek için başlamaz. Genellikle ruh eşi aranır.
Ve hiç birimiz artık çocukluğumuzdaki biz olmadığımız için, çocukluk deneyimlerimize dayanarak partner seçimi yapmamalıyız. Peki sizce biz partnerimizi nasıl seçiyoruz? Nelere dikkat ediyor ve bunu ne kadar doğru yapıyoruz?
Partnerimizi Nasıl Seçiyoruz?
Partnerimizi nasıl seçiyoruz? Çocukken yaşadığımız olumlu ya da olumsuz pek çok deneyim, gelecekteki hayatımız üzerinde oldukça etkili. Özellikle olumsuz seçimlerin travma yaratma ihtimali çok yüksek. Annesinin dayak yediğini gören bir çocuk, şiddetin normal olduğunu düşünerek şiddete meyilli bir erkeğe aşık olabilir örneğin.

Bu durumun en kötü yönü ise yaşadığımız travmaları geride bıraktığımızı düşünmemiz. Ya da öyle olmasını ummamız. Bu nedenle partnerimizi nasıl seçiyoruz sorusuna hiç birimiz, çocukluğumuzdan kalma nedenleri sebep olarak göstermeyiz. En azından bunu yapabilecek kişi sayısı oldukça azdır.
çocukluktan kalma duygusal uyumsuzluklar, istismar, ihmal, reddedilme… travmaları, yetişkinlik döneminde bireylerşn karmaşık ruh haline sahip olmalarına ancak bu durumun belirgin olarak dışa vurulmamasına ve dolayısıyla da fark edilmesinde yaşanan zorluklara neden olur.
Çocukluk deneyimlerimiz Partner Seçimimizi Nasıl Etkiler?
Partnerimizi nasıl seçiyoruz? Çocukluk deneyimlerimiz partner seçimimiz üzerinde, biz farkında olmasak ve kabul etmek istemesek de çok önemli bir etkiye sahiptir. Zihnimiz, çocukluk deneyimlerimizi, gelecekte vereceğimiz kararlara dönüştürürken karmaşık bir yol izler.
Yaşadığımız ilişkilerde insanlardan neler beklememiz gerektiğini, onların bizim duygu ve ihtiyaçlarımıza nasıl yanıt vereceklerini… hayatımızın çok erken dönemlerinde öğreniriz. Öyle ki henüz konuşmayı öğrenmediğimiz, çevremizdekilerle ince etkileşimler kurduğumuz zamanlara kadar uzanır. Ve elbette ki biz bunun ne farkında olur ne de böyle olduğunu hatırlayabiliriz.
Söz konusu dönemde yaşanan travmatik deneyimler var ise yaşamın ilerleyen dönemlerinde kırılganlık, mahremiyet, diğer insanlara olan bağımlılık… buna göre şekillenir. Bu süreci en çok etkileyen ebeveynler ya da bebeğe bakım veren diğer kişilerdir. Bilinçdışı çatışmalar, özlemler, arzular, duygular… yine bu dönemde yaşananlara bağlı olarak şekillenir.
İç dünyamızın şekillenmesi ile birlikte, sonraki aşamalarda bilinçli ya da bilinçdışı kaygı, korku, umut ve endişeyi geliştirmeye başlarız. İşte partnerimizi nasıl seçiyoruz sorusunun yanıtı tam olarak bu noktada ortaya çıkıyor. Sadece partnerimizi değil, çevremizdeki diğer insanlarla ilişkilerimizi de çocukluk deneyimlerimiz etkiliyor. Buna göre partnerimiz ya çocukluğumuzu yansıtıyor ya da tamamlıyor.
Anlattıklarımızı şu şekilde örneklendirebiliriz: Çocukken ihmal edilmiş bir bir kişi kendisine duygusal olarak ulaşılamaz bir partner seçebilir. Bu duygu ona yabancı değildir çünkü. Yaşayacağı yalnızlık hissi de oldukça tanıdık gelir.
Travmalardan Nasıl Kurtulurum?
Partnerimizi nasıl seçiyoruz? Çocukluğumuzda yaşadığımız deneyimlerin travmalara ve dolayısı ile partner seçimlerimize etkisinin bulunabileceğini öğrendik. Bu durum ne yazık ki hayatımızı olumlu şekillendirmemize engel olur.
Dolayısı ile terapi almak ve bilinçaltımızda saklı, yüzleşmekten korktuğumuz korkularımızı ortaya çıkarmak, onlardan kurtulmak… gerek partner seçimi ve gerekse de sağlıklı bir yaşam sürdürme adına oldukça etkili bir süreçtir.
Pek çok insan terapi almanın “Delilik” ile bağlantılı olduğu gibi yanlış bir bilince tutunmakta ve sadece bir kere yaşamasına olanak tanınan bu hayatı yanlış seçimlerle devam ettirmektedir. Oysa ki artık günümüzde bu anlamda bilinçli insan sayısı artmaya başlamış ve terapiye daha çok insan gider olmuştur.
Bu aşamada da terapiye gitmenin bir lüks olduğu durumlarla karşılaşıyoruz. Çünkü ekmek almaya, geçinmeye zor para bulan insanların terapiye verecek para bulmaları gibi bir problem de vardır. Ancak bulunduğunuz çevrede araştırırsanız belediye tarafından verilen Psikolog hizmetlerinin dahi bulunduğunu görebilirsiniz.
Partnerimizi nasıl seçiyoruz? Geçmiş travmalarımız varsa muhtemelen yanlış seçimler yapıyoruz. Sonra da Ben nerede yanlış yaptım modunda arabesk takılıyoruz. İşte bu nedenle terapi almayı kesinlikle düşünmelisiniz.
Bir yanıt bırakın