Eğer bazı özelliklere sahipseniz, sevgiliniz sizi çantada keklik olarak görebilir ve bu nedenle de sizinle, ne yazık ki istediği gibi oynayabilir… Tabi kötü niyetli biri ise… Ama çantada keklik olmamak sizin elinizde. Size ilerleyen bölümlerde, çantada keklik olmamak için neler yapmanız gerektiğinden söz edeceğiz. Siz siz olun, bir insanı hayatınızda çok istiyor; hatta aşkından ölüyor dahi olsanız bunu ona çok da fazla belli etmeyin. Çünkü bu durum onu olabildiğince rahatlatacak ve ne olursa olsun, sizin olacağınızı bileceği için de, yapacağı yoksa bile bazı rahat hareketler yapacak, belki de sizi aldatacak ve bunun sebebi siz olacaksınızdır.
Çantada Keklik Olmamak İçin
Sizden bir şey istediğinde hayır diyemiyor, demek zorunda kaldığınız zamanlarda da kendinizi suçlu hissediyorsanız; sadece sevgiliniz ya da eşiniz öyle düşünüyor diye olaylar hakkında fikirlerinizi değiştiriyorsanız, siz ciddi bir çantada keklik örneğisiniz. Ama çantada keklik olmamak da elinizde. İlk olarak, hayır dediğinizde hissetmiş olduğunuz suçluluk duygusunu kabullenin. Sonrasında da ondan kurtulmaya çalışın. Bir şeyin iki cevabı vardır, ya evet, ya da hayır dersiniz. Mantıklı bir insan, sadece hayır dediğiniz için sizi bencil ya da kaba biri olarak görmez. Bununla birlikte, size değer veren bir insan, hoşlanmadığınız bir şeyi zorla kabul etmenizi zaten istemeyecektir.
Sürekli birilerini memnun etmeye çalışıyor olmanız da çantada keklik olduğunuzun işaretidir. İnsanlarla sorun yaşamamak adına, inanmadığınız şeyleri kabul ediyorsanız, durumunuz gerçekten vahim demektir. Çantada keklik olmamak için yapmanız gereken ise belki biraz yalnız zaman geçirmek. İlk olarak kendi değer yargılarınızı ve kırmızı çizgilerinzi belirleyin. Sonrasında kendi fikirlerinizi oluşturun kafanızda ve sonuçlarını aklınızda canlandırın. Ardından bunu insanlara, tartışmadan ifade edin.
Herkesin kendine göre birbirinden farklı fikirleri vardır. Sizin de elbette. Bu fikirleri insanlara, onların size söyledikleri şekilde söylemelisiniz. Yumuşatarak, ezilip büzülerek söylemeye çalışıyorsanız, olması gerektiğinden çok daha naziksiniz demektir. Siz, kendi fikirlerinizin her zaman yanlış olabileceğine mi inanıyorsunuz? Belki siz fikrinizi söylediğinizde, sizinle aynı fikirde olan başka insanlar da çıkacak, neden çekiniyorsunuz? Bozuk para da çok ses çıkartır derler. Çok konuşan insanların her dediği doğru olacak diye bir kaide yoktur.
Bir insan sizin adınıza bir konuda karar veriyor ve sizin de o karara uyacağınızdan emin oluyorsa, çantada kekliksiniz; bunun başka bir açıklaması olamaz. Ama bunda suçlu sizin adınıza karar veren değil; ona kırmızı çizgilerinizi göstermeyen sizsiniz. Evinize aramadan mı geliyor? Hem de bir programınız olabileceğini düşünmeden? Şimdi bu durumdan rahatsız da olsanız, aslında başta ona bu izni siz vermiştiniz. Peki şimdi ne yapmalısınız? Her şeyin öncesinde önceliklerinizin neler olduğunu belirleyin: Yemek saatleriniz, uykunuz, işiniz, sporunuz, diziniz… Şimdi bunu insanlara nasıl açıklayabileceğinizin provasını yapın. Yemek saatlerinde telefona cevap veremeyebilirim; çünkü yemek yerken ailemle sohbet etmekten hoşlanıyor ve yanıma telefonumu almıyorum.
Eğer insanlardan, fikirlerini kabul etmemeniz, onların istediği gibi davranmadığınız için özür diliyorsanız, yine çantada keklik olduğunuzu düşünebiliriz. Ama kendi düşünceleriniz için kimseden özür dilemenize gerek bulunmuyor. Kimseden, istemediğiniz bir şeye hayır dediğiniz için özür dilemek durumunda değilsiniz. Kendi düşüncelerinize öncelik verdiğinizi seçmiş olduğunuz gerçeğini sürekli olarak kendinize sesli şekilde tekrarlayın. Kimseye borçlu değilsiniz.
İnsanların üzgün olmaları sizin de üzülmenize neden oluyor; çaresizlikleri dolayısı ile kendinizi kötü hissediyorsanız bir sorununuz var demektir. Siz bir insana hayır dediğiniz için üzülüyor; kendisini çaresiz hissediyorsa ve sonrasında siz onu üzdüğünüz için kendinizi kötü hissediyorsanız, evet, siz tam çantada kekliksiniz. Bir şeye hayır demeniz, onu yapmayacağınız anlamına gelmiyor; nasıl olsa sonra evet diyeceksiniz. Ama, sinirlenmek nasıl ki sizin elinizde olmayan bir duygu ise üzülmek de onun elinde olmayan bir duygu ve bunun için yapabileceğiniz çok fazla şeyiniz yok.
Kavga etmeyi ve tartışmayı sevmiyor olmanız aslında iyi bir özellik. Ama bir yandan da sizi çantada keklik yapıyor. Dünyada sadece siyah ve beyaz olmak üzere iki rengin olduğunu düşünüyorsunuz; ama bir de gri var. Ve uçlarda olmaktansa, hep sizin dediğiniz ya da karşı tarafın dediğinin olmasındansa, zaman zaman ortayı da bulmak gerekebilir ve bunun için bazen tartışmak; bazen de konuşmak gerekmektedir. Kavga etmek istemiyorum ya of tamam… dememek, çantada keklik olmamak için ilk adımınız.
Sadece bir başkası istiyor diye hoşlanmadığınız şeyleri yapıyorsanız siz iyi durumda değilsiniz demektir. Kendinize bir gün belirleyin ve bugün, mutlu olduğunuz, sizi sakinleştiren ve huzur bulmanızı sağlayan üç farklı şey yapın. Bu sırada sizi davet eden arkadaşlarınız olursa tekliflerini kabul etmeyin. Bir kere kendi istediğiniz şeyleri yaptığınızda, bir daha hep yapmak isteyecek; hoşlanmadığınız şeyleri yapmaktan kurtulacaksınız.
Haksızlıklara karşı sesinizi çıkartmıyorsanız çantada kekliksiniz demektir. Ve çantada keklik olmamak için sesinizi gerektiğinde yükseltmelisiniz. Aksi halde daha çok haksızlıkla karşılaşırsınız.